BU SAYFA INŞAAT HALINDEDIR
olumu/fenayi/transience degerlendirmek: sudaki isigi yansitan kopukler ornegi akan irmak zamanin akisini temsil eder: eger kopuklerde takilirsak kopukler evet devamli yok olup gidiyor gozukur, ama kopuklerde yansiyan isigin kaynagina donersek, fenada bekayi buluruz ve farkederiz ki kopukler gidiyor ama yaratilis durmuyor, isigin yansimasi kesilmiyor, yeni kopukler devamli yaratilmaya ve gunesin isigini yansitmaya devam ediyor.
Yani gecmiste sevdigimiz anlar/hatiralar/kisiler/ev hayvanlari vs hepsi olumlu gecici fani, ama yeni kisilerde, yeni hayvanlarda yeni anlarda o ozelliklerin yansimaya devam etmesi, onlarda sevdigimiz o ozelliklerin kaynaginin Baki olusuna isaret eder (iman billah) ve o Baki olan bize vahiyde mujdeliyor ki o anlar/kisiler vs sevdigimiz ozellikleriyle beraber Cennet’e intikal edip sonsuzlasacak (iman bil-akhirah). Boylece zamani linear degil circular degerlendirmemiz ve gecmisin ahiret formatinda gelecege intikal ettigini goz onunde bulundurmamiz gerek.
Subhanallah: ölümün, fenanın varlığı, Rabbimin olayları/kişileri kaim edememesinden değil, O’nu bu kaim edemeyen algilayisimdan tenzih ederim, fenanın içinde Baki olanı tanıyabilirim, O Mutlak Beka Sahibidir. Fenadan rahatsız olmam beni Baki yi aramaya sevkeder.
3.3.1a&3.3.1b>>>Hikmeti/modern hastaliklara remedy olusu:
Travmalarla deal etmek: sebepler bir sonuca sebep oldu diye geçmişteki sevmediğim olaylara yaklaştığımda, o sonucu kabullenmek çok daha zor oluyor çünkü direkt o sonucu o sebep ile Yaratan var olduğunu unutuyorum. O sonucu sevmediğim için o sonucu reddetmem gerekir gibi hissedip kabullenemiyorum. Halbuki gerçeği kabul edip ona bir çözüm bulmaya çalışmazsam, gerçeklerle savaş haline girerim (teslim halinden uzaklaşırım) ve bu beni çok yorar ve yıpratır. Gerçeklikle barışık olmam ve ümitsizlik, çaresizlik ya da isyan haline girmemem, o durumun yaratılışını ve varlığını kabul edip ona göre davranmam gerekir.
“Kadere itiraz eden başını örse vurur.” Nursi’den alıntı
Örneğin hastalık hali bize sevdirilmedi ama ben yine de bu hastalık gerçekliği ile barışık olabilirim bir yandan da sevdirilmediği için o hali değiştirmek için çeşitli esbaba ve dualara başvururum iyileşebilmek için. Sevmediğimiz hallerimize sabretmek, dişimizi sıkarak bir sabır hali değil, o halin tesadüfi sebepler yolu bana rastgele gelmediğini ve fakat yaratılıyor olduğunu ve arhamur-Rahimin’den bana şefkatiyle gönderildiğini hatırlayarak barışıklık içinde bir çaba ile sabretmek.
“Easy to Love Difficult to Discipline”, by “Becky A. Bailey” kitabındaki “Power of acceptance” bölümünden alıntı “We’ve been programmed to believe that in order to change something we must resist it. It’s a huge responsibility to know what is best for the world.” “When you resist what is, you become upset.”
--> BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN TIKLAYINIZ: 3.3.1c) Geçmişte sevdirilen olaylar
Yani gecmiste sevdigimiz anlar/hatiralar/kisiler/ev hayvanlari vs hepsi olumlu gecici fani, ama yeni kisilerde, yeni hayvanlarda yeni anlarda o ozelliklerin yansimaya devam etmesi, onlarda sevdigimiz o ozelliklerin kaynaginin Baki olusuna isaret eder (iman billah) ve o Baki olan bize vahiyde mujdeliyor ki o anlar/kisiler vs sevdigimiz ozellikleriyle beraber Cennet’e intikal edip sonsuzlasacak (iman bil-akhirah). Boylece zamani linear degil circular degerlendirmemiz ve gecmisin ahiret formatinda gelecege intikal ettigini goz onunde bulundurmamiz gerek.
Subhanallah: ölümün, fenanın varlığı, Rabbimin olayları/kişileri kaim edememesinden değil, O’nu bu kaim edemeyen algilayisimdan tenzih ederim, fenanın içinde Baki olanı tanıyabilirim, O Mutlak Beka Sahibidir. Fenadan rahatsız olmam beni Baki yi aramaya sevkeder.
3.3.1a&3.3.1b>>>Hikmeti/modern hastaliklara remedy olusu:
Travmalarla deal etmek: sebepler bir sonuca sebep oldu diye geçmişteki sevmediğim olaylara yaklaştığımda, o sonucu kabullenmek çok daha zor oluyor çünkü direkt o sonucu o sebep ile Yaratan var olduğunu unutuyorum. O sonucu sevmediğim için o sonucu reddetmem gerekir gibi hissedip kabullenemiyorum. Halbuki gerçeği kabul edip ona bir çözüm bulmaya çalışmazsam, gerçeklerle savaş haline girerim (teslim halinden uzaklaşırım) ve bu beni çok yorar ve yıpratır. Gerçeklikle barışık olmam ve ümitsizlik, çaresizlik ya da isyan haline girmemem, o durumun yaratılışını ve varlığını kabul edip ona göre davranmam gerekir.
“Kadere itiraz eden başını örse vurur.” Nursi’den alıntı
Örneğin hastalık hali bize sevdirilmedi ama ben yine de bu hastalık gerçekliği ile barışık olabilirim bir yandan da sevdirilmediği için o hali değiştirmek için çeşitli esbaba ve dualara başvururum iyileşebilmek için. Sevmediğimiz hallerimize sabretmek, dişimizi sıkarak bir sabır hali değil, o halin tesadüfi sebepler yolu bana rastgele gelmediğini ve fakat yaratılıyor olduğunu ve arhamur-Rahimin’den bana şefkatiyle gönderildiğini hatırlayarak barışıklık içinde bir çaba ile sabretmek.
“Easy to Love Difficult to Discipline”, by “Becky A. Bailey” kitabındaki “Power of acceptance” bölümünden alıntı “We’ve been programmed to believe that in order to change something we must resist it. It’s a huge responsibility to know what is best for the world.” “When you resist what is, you become upset.”
--> BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN TIKLAYINIZ: 3.3.1c) Geçmişte sevdirilen olaylar