B. İnsan bütün cihazlarıyla nasıl tefekkür eder?
- Tefekkür ederken duygularımızın yani kalbimizin dâhil olmasının örneği:
En çok ihtiyacımız olan havayı teneffüs ederken her an nefes alıyor oluşumuz ve bu sırada da birçok organımızın aynı anda birbirlerinden haberi varmış gibi uyum içinde çalışması, kalbimizin bizim bile farkında olmadığımız halde dakikada 70 kez atıyor olması yahut yıldızların çokluğu ve galaksilerin büyüklüğünün azameti karşısında huşu ve hayranlık duyarız.
Bu tecrübe ettiğimiz duyguları es geçmezsek, onların varlıklarının farkına varıp, nasıl ve neden var olduklarını sorgulayabiliriz.
Fani olan varlıklar karşısında böyle etkilendiğimiz duygularımızın var oluş amacını tefekkür etmeye başlarız.
Bu tefekkür yolculuğu, fani olan varlığın, yani hem kâinatın, hem bedenimin hem de kendi duygularımın nereden gelip nasıl böyle azametli var edilmiş olduklarına, onların varlık kaynağına ulaştırır.
- Kalp ve sezgisel mantık ile tefekkür etme örneği:
http://pan-cck.blogspot.com/2014/02/imaan-belief-with-certainty-is-to-not.html
Kur’anî bir muhakeme örneği olarak,
canlıların çoğunlukla sudan oluşması ve su damlalarının gökten yere inzal olmaları için kuvvet gerekmesi gibi bilgi ve gözlemlere dayalı “Yağmur bir rahmet, hikmet ve kuvvet eseridir.” duygusal algısını
“Sıfat mevsufsuz* olmaz” sezgisel mantık beyanı ile
*mevsuf yani o sıfat ile nitelendirilmiş olan
ve yine sezgisel bir mantık beyanı olan “Bulut yahut yağmur damlaları gibi nesneler rahmet, hikmet ve kuvvet kaynağı olamazlar” ile
ve “Bir şehirde iki vali, bir memlekette iki yönetici olmaz, dolayısıyla birlik bütünlük ve uyumlu bir intizam içinde çalışan evrenin de iki idarecisi olamaz” sezgisel mantıki ve sosyal beyanı ile bir arada değerlendirecek olursak
“Yağmur Rahmetli, Hikmetli ve Kadir Olan, bu evrenin bir parçası olmayan ve bütün evreni idare Edenin bir eseridir.” sonucuna mantıki olarak ulaşırız.
- Tefekkür ederken hayalimizin dâhil olmasının örneği:
Hayal kabiliyetinin gerçek dunyayi algılamada bir araç olarak kullanabilmesi için terbiye edilmesi gerekir. Ornegin, bir mimarin bir bina projesi çizmeden once o binayi hayal etmesi insanin yaratici yonunu ortaya koymasinin bir araci olur.
Bu kabiliyetimizin bilinçli olarak farkına vardigimizda, yaraticiligimizin, tasarim kabiliyetimizin kaynagini ve varlik amacini sorgulayabiliriz. Ben nasil bu binayi amacına uygun fonksiyonel bir sekilde tasarlayıp, ona sanatsal sekiller verdiysem, bu evreni de en mükemmel ve kapsamli sekilde tasarlayıp, her bir detayini en sanatli sekilde tezyin edip, her bir varliga orijinal bir sekil dizayn eden olmalidir, deriz.
Hayal ederek tecrubelerimizi artirabiliriz, yani boyle yaparsam soyle olur o halde yapmayayim diye tecrube etmeden ders alabiliriz.
"Ve o orucun ekmeli ise; mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi birnevi oruç tutturmaktır." http://www.erisale.com/#content.tr.2.572 Nursi'nin Ramazan Risalesinden
--> BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN TIKLAYINIZ: C. Butun kabiliyetler nasil fitratlarina uygun ibadet ederler?