Surah Fussilat (Explained in Detail / Fasıllar halinde detaylı olarak açıklanmış)
سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Sanureehim ayatina fee alafaqi wafee anfusihim hatta yatabayyana lahum annahu alhaqqu awalam yakfi birabbika annahu AAala kulli shayin shaheedun
41:53 (Asad) In time We shall make them fully understand [49] Our messages [through what they perceive] in the utmost horizons [of the universe] and (therefore) within themselves, so that it will become clear unto them that this [revelation] is indeed the truth. [Still,] is it not enough [for them to know] that thy Sustainer is witness unto everything?
41:53 (Turkish) Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde (afakta ve dolayısıyla kendilerinde) onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahit olması yetmez mi?
41:53 ayetinden anlaşılabileceği üzere, gözlemlediğimiz dünyada (evrende, afakta) nesnelerdeki özelliklerin Mutlak Kaynağını ararken, aslında o nesnelerin özelliklerinin kendi algımızla bütünleştiğini fark ederiz. Çileğin tadında hem o çileğin tadını, hem bana dil ile tat alma özelliğini, hem de o tadı bilinçli olarak fark etme ve memnun olup takdir etme özelliğini vereni tanırız. Yani evrendeki ayetleri görürken, "ve dolayısıyla" kendimizdeki ayetleri de görmeye başlarız.
--> BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN TIKLAYINIZ: (2) Enfüsi tefekkür (Mana-yı Harfi)
سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
Sanureehim ayatina fee alafaqi wafee anfusihim hatta yatabayyana lahum annahu alhaqqu awalam yakfi birabbika annahu AAala kulli shayin shaheedun
41:53 (Asad) In time We shall make them fully understand [49] Our messages [through what they perceive] in the utmost horizons [of the universe] and (therefore) within themselves, so that it will become clear unto them that this [revelation] is indeed the truth. [Still,] is it not enough [for them to know] that thy Sustainer is witness unto everything?
41:53 (Turkish) Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde (afakta ve dolayısıyla kendilerinde) onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahit olması yetmez mi?
41:53 ayetinden anlaşılabileceği üzere, gözlemlediğimiz dünyada (evrende, afakta) nesnelerdeki özelliklerin Mutlak Kaynağını ararken, aslında o nesnelerin özelliklerinin kendi algımızla bütünleştiğini fark ederiz. Çileğin tadında hem o çileğin tadını, hem bana dil ile tat alma özelliğini, hem de o tadı bilinçli olarak fark etme ve memnun olup takdir etme özelliğini vereni tanırız. Yani evrendeki ayetleri görürken, "ve dolayısıyla" kendimizdeki ayetleri de görmeye başlarız.
--> BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN TIKLAYINIZ: (2) Enfüsi tefekkür (Mana-yı Harfi)